Röportaj: Rasim Artagan / TamSaha
22 Haziran 1995 Montfermeil, Paris doğumlusun. Öncelikle aileni tanıyabilir miyiz? Ailen aslen nereli? Fransa’ya ne zaman ve nereden göçmüşler ve halen ordalar mı?
Ailem Çorumlu. Dedem Fransa’ya göç etmiş. Annem orada okumuş. Babam daha sonra annemin yanına Montfermeil’e gitmiş ve orada evlenmişler. Halen Montfermeil’de yaşıyorlar.
Kardeşlerin var mı? Varsa ne işle meşguller? Neler yapıyorlar?
Biz dört kardeşiz. 7 yaşındaki kardeşim okula yeni başladı. İki kardeşim de okuyor. Bir ağabeyim var, o da elektrikçilik yapıyor.
Montfermeil, Paris’in beldelerinden bir tanesi. Orada nasıl bir yaşam var? Nasıl bir çocukluk geçirdin? Bize futboldan öncesini, çocukluğunu anlatabilir misin?
Küçüklüğümden beri futbolu çok seviyorum. Her dışarı çıktığımda futbol oynuyordum. Ailemi baya bir zorladım beni futbola yazdırsınlar diye. Paris’te yaşamak çok güzel. Çünkü her türlü imkân mevcut. Her milletten insan var. Kozmopolit bir yer. Arkadaşlarım da beni hemen kabul etmişlerdi. Başka ülkelerde bu konularda sıkıntılar yaşandığını görüyorduk ama bizim orada öyle bir durum yoktu. Küçüklükten beri arkadaşlıklarımız hep sağlamdı.
Futbola FC Sochaux’ta başlamışsın. Sendeki futbol yeteneğini ilk kim keşfetti ve seni bir futbol kulübünün kapısından içeri soktu?
Yeteneğimi keşfeden ailem oldu. Antrenmanlarımı seyretmeye gelirlerdi. Bu da beni hep motive ediyordu. Devam etmek istedim hep… Ve böyle devam etti. Futbolcu yeteneğimi babam gördü. Zaten hep devam etmemi istedi.
Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın bugün futbolcu olamadı. Ama sen performansını hep yukarıya taşımaya devam ediyorsun. Geriye dönüp baktığında, futbolcu olamayan arkadaşlarına göre neleri farklı yaptın da bugün bu seviyeye gelebildin?
Altyapıdayken işler gerçekten kolay değildi. Çünkü haftada sekiz idman yapıyorsun. Ailenden uzaksın. Gerçekten çok zor. Mental olarak çok güçlü olman gerekiyor. Tabiî ki iyi çalışman lâzım. Antrenmanlar dışında da ekstra çalışmalısın. Ekstra çalışmazsan eksik kalırsın diye düşünüyorum.
Fransa’da 9 yaşından itibaren çocuklar yeteneklerine göre bir spor dalına yerleştiriliyor. Senin hikâyen nasıl? Fransa’da nasıl bir altyapı eğitimi aldın? Bize detaylıca anlatabilir misin?
8 yaşındayken Montfermeil’de amatör bir kulübe girdim. 15 yaşıma kadar burada oynadım. Benimle çok güzel ilgilendiler. Birçok turnuvaya katıldık. 15 yaşındayken Sochaux’nun scout ekibi beni gördü ve üç gün denemeye aldılar. Bu deneme sürecinde her şey çok güzel ilerledi. İmza atmadan Monfermeil’de oynamaya devam ettim. Aileme PSG ve Sochaux’dan iki teklif geldi. Ben Sochaux’yu tercih ettim. Çünkü orada daha çok şansım vardı diye düşünüyordum. Profesyonel olarak imza atmak adına Sochaux’da daha yüksek şansım vardı. Çünkü PSG’ye yeni yıldızlar gelmişti. Öyle düşünmüştük ailemle.
Geçmişe dönüp baktığında Fransa’da altyapıda en çok hangi kriterlere dikkat ettiklerini söylersin?
Tabiî ki stajlar boşa yapılmıyor. Karakterine bakıyorlar, seninle futbol dışındaki konularda da konuşuyorlar. Okuldaki derslerine bakıyorlar. İyi çalışıyor musun, çalışmıyor musun diye seni kontrol ediyorlar. Sadece futbol önemli değil. Karakterin de çok önemli. Sıkıntı yaşadığın an seni gönderiyorlar. Bunlara çok dikkat ediyorlar.
2012’den 2015’e kadar FC Sochaux’da forma giydiğini, sonra da Karagümrük’e transfer olduğunu görüyoruz. Ancak Karagümrük’te 1 ay kalmış ve sonrasında Kayseri Erciyesspor’a kiralık olarak gönderilmişsin. Fransa’dan neden ayrıldın? Bize Türkiye’ye geliş kararını ve sürecin ilerleyişini anlatır mısın?
19 yaşındayken Fransa’daki son sezonum istediğim gibi geçmemişti. Sezon içerisinde Fransa’da yaşayan bir Türk menajer beni buldu ve “Seni Türkiye’ye göndereyim” dedi. Ben de, “Tamam olur” dedim. Çünkü baktım Sochaux’da profesyonel imza atamayacağım. Ben de Türkiye’de denemek istedim şansımı. Çoğu arkadaşım futbolu bıraktı. Ben de ilk olarak Karagümrük’e imza attım. Oradan Kayseri Erciyesspor’a kiralandım. Orada bir sezon geçirdikten sonra Karagümrük’e geri döndüm ve oradan da Hatayspor’a imza attım.
2015-2016 sezonunda Kayseri Erciyesspor’da TFF 1. Lig’de 16 maçta forma giyiyorsun. İlk sezonunda iyi bir istatistik yakalıyorsun. O sezon senin açından nasıl geçti?
İlk sezonum gerçekten çok zordu. Kayseri Erciyesspor çok sıkıntılı bir dönemden geçiyordu. O sene küme düştük. Ama benim açımdan iyi bir tecrübe oldu. Türkiye’de ilk sezonumda böyle sıkıntıların içine girmek çok şey kazandırdı bana.
Hatayspor’a transfer sürecinde neler yaşandı ve transfer nasıl gerçekleşti?
Kayseri Erciyesspor’dan ayrıldıktan sonra Fransa’ya döndüm. İki ay boyunca menajerlerin aramasını bekledim. Çok uzun sürdü. O bekleyiş döneminde yerimde duramıyordum. Sonunda aradılar ve “Hatayspor var” dediler. Daha önce Hatay’a hiç gitmemiştim. Hemen kabul ettim. Maç oynamam gerekiyordu. Hiç düşünmeden kabul ettim.
Hatayspor’da 2016-2017 sezonunda 2. Lig’de 33, play-off’larda iki, Türkiye Kupası’nda da bir maçta forma giyiyor ve resmen rüştünü ispatlıyorsun. Sonraki sezonda kazanılan şampiyonlukta ligde 31, Türkiye Kupası’nda bir maçta forma giyiyorsun ve bu başarıda önemli pay sahibisin. Bu iki sezonu nasıl anlatırsın?
Hatayspor’da büyük hedefler var. Geldiğimden beri şampiyonluk hedefleri var. Bu gerçekten benim için çok iyi bir şey. Her maç kazanmak için sahaya çıkınca olaylar farklı oluyor. Gol atmak istiyorsun, asist yapmak istiyorsun. Gerçekten burada aile gibi olduk. Geldiğimden beri hiçbir sıkıntı yaşamadım. Hep profesyonelce davrandım. Hiç kimseyle bir problem yaşamadım. Hep işime odaklandım ve takımım için oynadım.
Başarılı grafiğini 2018-2019 sezonunda da sürdürüyorsun. 32’si TFF 1. Lig olmak üzere 41 maçta forma giyiyorsun. Hatayspor seninle birlikte başarı üstüne başarı yaşıyor. Geçen sezon kazanılan şampiyonluğa 33 maçta 2427 dakika forma giyerek katkıda bulunuyorsun. Hem senin hem takımının bu yükselen grafiğini nasıl yorumlarsın? Şampiyon olarak Süper Lig’e çıkmak nasıl bir duyguydu?
Bu başarı aslında bir sezonda gelmedi. Geldiğim ilk günden beri bunu hedefliyorduk. En yükseğe çıkmak için çalışıyorduk. Bu kadar dakika oynamak profesyonelliği de getiriyor. Futbol dışında kendime çok dikkat ediyorum. İyi çalışıyorum. Bu yüzden gerçekten hedeflerime ulaştığım için çok mutluyum.
Takım içindeki arkadaşlık ortamı nasıl?
Arkadaşlık inanılmaz önemli futbolda. Yoksa her türlü problem çıkabilirdi. Bu arkadaşlık ortamı olmasa buraya kadar gelemezdik diye düşünüyorum.
Gelelim bu sezona… Başakşehir galibiyetiyle Süper Lig’e “Merhaba” dediniz. Röportaj yaptığımız bu tarihe kadar dört galibiyet, üç beraberlik, bir mağlubiyetle 15 puan topladınız. Öncelikle Süper Lig’in, diğer oynadığın liglerden farkı nedir?
Tabiî ki Süper Lig’de daha zor, daha güçlü rakipler var. Kolay bir lig değil. Her maç çok zor. Ama kendi adıma daha fazla boşluklar bulabiliyorum alt liglere göre. Kendi mevkiime göre daha avantajlıyım diyebilirim. Süper Lig’de daha iyi hazırlanmak zorundasın. Kendine daha iyi bakman lâzım. Bence bunlar çok önemli. İnşallah böyle devam ederiz. Bence çok iyi gidiyoruz.
Bu sezonki tabloyu nasıl değerlendiriyorsun? Takımın durumu ve havası nasıl? Lig sonu için nasıl bir hedef ve hayaliniz var?
Sezon başladığında öyle bir hedefimiz yoktu. Bazı insanlar, “Yeni çıkmış. Ligde kalsın yeter” der. Bence yanlış bunlar. Oynadıkça hedefler ortaya çıkar. Bence şu an iyi gidiyoruz. İlk 6-7 neden olmasın?
Bütün dünya çok zor bir süreçten geçiyor. Bu hastalık hepimizi çok zorluyor. Sen neler yaşıyorsun ve bu hastalıkla ilgili senin düşüncelerin neler?
Dışarı çıkmamak gerçekten kolay değil bazen. Buna ihtiyacımız var çünkü. Ama çok dikkatli olmak zorundayız çünkü ailelerimiz var. Ama tabiî ki eski günleri özlüyoruz.
Henüz 25 yaşındasın ve sezon sonunda Hatayspor ile olan sözleşmen bitiyor. Kendine nasıl bir kariyer planı yaptın? Bizimle yakın, orta ve uzun vadeli planlarını paylaşabilir misin?
Uzun vadeli bir hedef koymadım kendime. Ben bugüne bakarım. Her maç takıma katkı sağlamak istiyorum. Benim için bunlar çok önemli. Maç maç düşünürüm ben. Uzun vadeli düşünmem. Ama bir gün Millî Takım neden olmasın? İnşallah bir gün gururla o formayı taşımak isterim.
Avrupa doğumlu bir oyuncusun. Avrupa’da hangi ligleri beğeniyor ve kendi stiline yakın hissediyorsun? Futbolda en büyük hayalin nedir? Kendini hangi ligde ve takımlarda görmek isterdin?
İspanya’da oynanan futbolun benim stilime uygun olduğunu düşünüyorum. La Liga’yı çok yakından takip ediyorum. Beğenerek izlediğim bir lig. Barcelona neden olmasın? Küçüklüğümden beri Barcelona’yı tutarım. Ronaldinho’dan dolayı Barcelonalı olmuştum, onu çok severek izlerdim. Rivaldo’nun da videolarını seyrediyorum. Gerçekten çok sevdiğim bir kulüp.
Forvetin kanatlarında ya da santrfor arkasında oynayabiliyorsun. Kendini en iyi ifade ettiğin mevki hangisi?
Kendimi sağ kanatta rahat hissediyorum ve daha iyi buluyorum. Solda da bir sıkıntı yaşamıyorum. Ben gerçek anlamıyla bir kanat oyuncusuyum.
Bugüne kadar ne Fransa’nın ne de Türkiye’nin millî takımlarında forma giymişsin. Sanıyorum bir kez Fransa U17 Millî Takım kampına davet edilmişsin. Millî Takım konusu hakkında neler söyleyeceksin?
U17’de Fransa Millî Takımı’na çağrıldım. Orada arka adalemi yırttım ve devam edemedim. Turnuvadan çıktım. Türkiye’de 18 yaşındayken U19 Millî Takımı’nın hocası gelmişti beni izlemeye. “Seni çağıracağız” demişlerdi. Konuşmuştuk maçtan sonra. Ama listeye baktığımda yoktum. Çok üzülmüştüm.
Halen genç ve şu sıralar formunun zirvesinde yer alan bir oyuncusun. Millî Takım kariyeri için bundan sonraki düşüncelerin neler?
Millî Takım’da oynamak hayallerimi süslüyor. Önümüzde bir Dünya Kupası var. En büyük hayalim orada oynamak. 2022’de umarım orada ben de olurum. Neden olmasın? Her şey olabilir futbolda. Ben her zaman kendimi hazır tutarım. Skor yapmam lâzım. İstatistikler çok önemli. İnşallah o formayı taşımak isterim.
Kendine örnek aldığın futbolcu ya da futbolcular var mı? Varsa kimler?
Eden Hazard var. Çok güçlü bir futbolcu. Çok çabuk. İyi şut çeken, çok beğendiğim bir futbolcu.
Hocaların senin en çok hangi özelliklerini beğeniyor? Sen kendinde hangi eksiklikleri görüyor ve bunları gidermek için neler yapıyorsun?
Hocaya bir sorayım (gülüyor)… Hocalar defans arkasına koşularımı beğeniyor. Her an bir şeyler yapabileceğimi biliyorlar ve bu sebeple bana güveniyorlar. Benim eksik bulduğum yönüm ise kafa topları… Bazen kaleye arkam dönük top aldığımda da biraz sıkıntı yaşayabiliyorum.
Bugüne kadar çalıştığın teknik adamlar içinde sana en çok katkı veren teknik adamlar kimlerdi?
Tüm hocalarımı çok seviyorum. Ayırt edebileceğim bir hocam yok. Kendim gibi oynuyorum.
Birlikte oynadığın oyuncular arasında profesyonel hayatı ve çalışkanlığı ile seni en çok etkileyen oyuncu kimdi?
Takım kaptanımız Mesut Çaytemel… Kendisi büyük bir profesyonel. Bu yaşta hâlâ çok yüksek bir dayanıklılığı var. Kendisine çok iyi bakıyor. Örnek aldığım oyuncuların başında geliyor.
Hatay’da nasıl bir hayatın var? Hobilerin ve fobilerin neler?
Bu aralar hiçbir şey yapmıyorum. Evdeyim. Hatay’da yemekler, mezeler çok güzel. Arkadaşlarla maçtan sonra yemek yemeye gideriz. Yabancı arkadaşlarımızla da çok yemek yeriz. Takıma adaptasyonlarını kolaylaştırmak için için onları yalnız bırakmıyoruz. Bunlar çok önemli biliyorsunuz.
Bizim unuttuğumuz, senin eklemek istediğin bir şey var mı?
TamSaha Dergisi’ne çok teşekkür ediyorum. Türkiye Futbol Federasyonu’na çok teşekkür ediyorum. Mutlu yıllar diliyorum.
Sporx