Yiğit Şardan: “Ahde vefa duygumuz olmalı”

Galatasaray Spor Kulübü Divan Heyeti Mayıs Ayı Olağan Toplantısı, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu Özhan Canaydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

19 Haziran’da gerçekleştirilecek olan olağan seçim genel konseyde yarışacak olan lider adaylarından İbrahim Özdemir, Metin Öztürk, Eşref Hamamcıoğlu, Burak Elmas ve Mehmet Yiğit Şardan da kürsüye çıktılar.

Lider adaylarından Mehmet Yiğit Şardan kürsüye geldi ve şu açıklamaları yaptı:

“Galatasaray’da hatırlayabildiğim son elli yılda bütün lider ve idareleri gönül kırıklığıyla gönderdik. Bugün burada bulunan idare şurası üyesi arkadaşlarımıza teşekkür ettik lakin üç yıldır onları çok ağır eleştirdik. Paspas üzere üstlerinde tepindik. Halı silkeler üzere onları dövdük. Bu insanların kabahati neydi? Az evvel kendilerinin de söz ettiği, benim de şahsen şahit olduğum üzere son üç yıllarını gece gündüz Galatasaray’a adadılar. Tıpkı kendilerinden evvelki bütün lider ve yöneticiler gibi… Gelin görün ki; biz her lider ve yöneticilerimizi hakikaten üzerek, gönüllerini kırarak gönderiyoruz. Öncelikle; bu kulübe hizmet etmiş, bu kulübün rastgele bir kaygısını çözmüş her Galatasaray Spor Kulübü Lideri ve yöneticisine içtenlikle teşekkür ediyorum. Biraz ahde vefa hissimizin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu insanlara teşekkür etmeyi öğrenmemiz lazım. Hiçbir şey beklemeden gelip misyon yapıyorlar. Bizim için yapıyorlar. Onların muvaffakiyetleri; bizim başarımız, bizim mutluluğumuz. Biz ise düz duvara tırmanmaya çalışan lider ve yöneticileri ayaklarından aşağı çekmeye çalışıyoruz. Halbuki yapmamız gereken, bize öğretilen ve tüzüğümüzün birinci unsurunda bize dikte edilen; sevgi, hürmet ve dayanışmayı en üst düzeye çıkarmak. Bizim yapmamız gereken bütün lider ve yöneticileri el üstünde tutmak ve onlara takviye vermek, onları motive etmek… Kusurlarını gördüğümüz vakitte bir dost, kardeş üzere onları uyarmak, asla ve asla onları aşağı çekmemek. Zira onlar aşağı inince, Galatasaray aşağı iniyor. Galatasaray aşağı inince; hepimiz üzülüyoruz…”

“Vakti de tasarruflu kullanmak ismine bu kürsüde plan, projeden bahsetmek istemiyorum. Ben yalnızca bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Önümüzdeki hafta yapılacak olan hem Divan Heyeti Başkanlığı hem de Galatasaray Spor Kulübü Başkanlığı seçiminde kararlarınızı rasyonel vermenizi talep ediyorum. Galatasaray’da lider ve idareler; hangi teknik yöneticiyle çalışacaklarına bakılarak, toplumsal medyada ne kadar başarılı bir karalama kampanyası yaptığına bakılarak, ne kadar büyük vaatler verme yeteneklerine bakılarak seçilemez. Galatasaray’da lider ve idareler; Galatasaray duruşuna bakılarak, liderlik özeliğine bakılarak, Galatasaray bedellerini ne kadar içselleştirdiğine bakılarak, üzerinde eğrelti duran bir ceket üzere değil de sahiden de kendi DNA’sına bu bedelleri katabilmiş mi diye bakılarak, kendi hayatında neleri başarmış, nerden gelmiş, nereye varmış… Geçmişte Galatasaray’a ne üzere hizmetler yapmış. Bunlara bakılarak Galatasaray lideri seçilir. ‘Onun takımında benim dünürün oğlu var’, ‘O liseli bir ağabeyimiz-kardeşimiz’, ‘O bizim periyottan çocuk’, ‘Ben ona kelam verdim’ diyerek Galatasaray liderini seçtiğimiz vakit ve o liderler başarısız olduğunda unutmamamız gereken bir şey var, lütfen bunu aklımızdan çıkarmayalım; Lider ve idare konseyi üyeleri gökten zembille inmiyorlar, darbe yaparak gelmiyorlar… Biz getiriyoruz onları. Şayet eleştirilecek bir tarafları var ise iğneyi onlara, çuvaldızı kendimize batıralım. Zira onları bu vazifelere getiren bireyler bizleriz. Hasebiyle bizim Galatasaraylı sorumluluğumuz en yanlışsız lider ve idaresi misyona getirmektir. Sonra da onlara olabildiğince dayanak vermektir, çelme takmak değildir. İşlerini yapmalarına pürüz olmak değildir. Aksine onlara takviye vermektir. Maddi, manevi, aklımızla, gücümüzle birikimimizle bu insanlara takviye vermek zorundayız. Şayet biz bunu sağlayabilirsek ileri gidebileceğiz. Birçok arkadaşımın da söylediği üzere biz daima sevgi sermayesinden gelen bir kulüp olduk. Sevgi sermayemizi arttırmak yerine, yiyoruz. 116 yılda o denli bir sevgi sermayesi birikmiş ki… Kolay kolay bitmiyor. Emin olun yiyoruz. Bunu tekrar bilakis çevirmemiz lazım. Galatasaray’ın muvaffakiyetinin temelinde yalnızca ve yalnızca o sevgi sermayesi var. Vazifeye gelen arkadaşlar, o sevgi sermayesini bir iktisada çeviriyorlar. O iktisat, sonucunda muvaffakiyete dönüyor. O muvaffakiyet, sevgi sermayesini arttırıyor. Maalesef tam aykırısı de mümkün. Sevgi sermayesinden yerseniz, o iktisat ufalıyor. İktisat ufalınca, muvaffakiyetler ufalıyor. Muvaffakiyetler ufalınca, sevgi sermayesi ufalıyor. O yüzden Galatasaray liderini, idaresini seçerken lütfen en temelinde bir tek şeyi kendinize sorun; seçtiğim, oyumu attığım insan nitekim lider olabilecek bir karaktere sahip mi değil mi? Zira işin sonucunda dönüp dolaşıyor o iş; siz o karaktere, ruha sahip misiniz değil misinize geliyor…”