AA muhabirine açıklamalarda bulunan Özgüvenç, “Şartlar değişiyor ama kadın futbolu halen emekliyor. Ben 1997’de lisans almıştım ve on yıl içinde kadın futbolu uçacak denmişti. Halen emekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kadın futbolundaki emekleme sürecinin maçların canlı yayınlanmasıyla sona ereceğini söyleyen siyah-beyazlı teknik direktör, “Emekleme sürecinin birinci ayağa kalkış sahnesi yayıncı kuruluşun bizim maçlarımızı vermesiyle olur. O zaman kadın futbolu hem gündemde hem evlerin içinde hem de ailelerin daha rahat görebileceği daha güven olgusu oluşturabilecek bir mecra haline gelir. Ondan sonra da sponsorluklar artar. Bahis listelerinde maçlarınız da verilince gelir sağlarsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
Kadın futbolunun toplumda yoğun bir ilgiyle karşılandığını ve Beşiktaş Futbol Okulları’na kız sporcu zorunluluğu getireceklerini söyleyen Özgüvenç şunları aktardı:
“Aslında çok ilgi var. Kulübe gün içinde ‘Futbol okulunuz var mı?’, ‘Kaç yaşa kadar?’ gibi sürekli telefonlar geliyor. Şahsi sosyal medya hesaplarımıza mesajlar atılıyor. Anadolu’dan çok küçük arkadaşlar mesaj gönderiyor ama son mesaj ‘Annem izin vermiyor. Babam izin vermiyor. Ailem izin vermiyor.’ şeklinde oluyor. Beden eğitimi öğretmenleri arayıp ‘Elimizde çok iyi sporcular var’ diyor. Hem 18 yaşından küçükler, hem aile hem de kalacak yer sorunu varken Anadolu’daki arkadaşlarımızı getiremiyoruz. Beşiktaş Futbol Okulları çok fazla şehirde mevcut. Bunlara bir şart getireceğiz. Futbol okulları açmak istiyorsanız, kız futbol okulu da olacak dedik. Her ildeki çocuğa dokunmak istedik. Yılda iki defa seçme yaptığımızda ya biz oraya gideceğiz ya onlar buraya gelecek. Bu büyük bir proje. Bunu tam karşılıklı anlatmaya ve anlamaya başladığımızda pandemi tüm dünyayı vurdu. Şu an tam durağan bir dönemdeyiz. Yapmak istediklerimizi yapamıyoruz. Her şey kağıt üzerinde kaldı. Çok çalışmak istiyoruz ama sınırlanmış durumdayız.
– “Süper Lig takımlarının kadın futbol takımlarının olmasını istiyoruz”
Özgüvenç, ilerleyen dönemlerde UEFA’nın kendi organizasyonlarına katılım şartı olarak kadın futbol takımını zorunlu hale getireceğini belirterek şunları kaydetti:
“Ben Almanya’da futbol oynadım. Bundesliga’da takımınız varsa kadın takımınızın olma zorunluluğu var. Bildiğim kadarıyla Avrupa ülkelerine ve bizim ülkemize de bu baskı gelecek. Bu baskı gelince lisanslama olması gerekiyor. UEFA, Şampiyonlar Ligi ya da UEFA Avrupa Ligi için bir kural getirebiliyor. Kadın takımınız varsa bunlara lisans alabiliyorsunuz. Eğer yoksa ligde şampiyon olsanız bile UEFA organizasyonlarına katılamıyorsunuz. Birkaç seneye bu zorunluluk getirilecek. Keşke zorunluluk olmadan bu yapılsa. Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray daha önce kadın futbolu için girişimler yaptılar. Trabzonspor daha önce iki sene kadınlar liginde kaldı. Fenerbahçe bir sezon kaldı. Galatasaray üçüncü ligden girerken tekrar feshetti ve takımını lige sokmadı. Kısa virajlarda dönüşler oldu. Beşiktaş 2004 yılında bildiğim kadarıyla başladı. Üçüncü ligden başladı ve sonra ikinci lige sonra de birinci lige yükseldi. Orada da şampiyon oldu. Süper Lig takımlarının kadın futbol takımlarının olmasını istiyoruz. Rekabetin olduğu noktada kendinizi geliştirebilirsiniz.”
– “Sergen Yalçın cesur bir teknik adam”
Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın’ın çok cesur bir teknik adam olduğunu sözlerine ekleyen Özgüvenç, şunları aktardı:
“Futbolun içinden geldi, biliyor. Futbol oynayan, o toprak sahalardan, o kötü soyunma odalarından, kötü lavabolardan sahaya çıkmış sporcuların, o tozu dumanı alan sporcuların, diğer teknik direktörlerden bir tık daha önde olduğunu düşünüyorum. Sergen Hoca da böyle bir oyuncuydu. Teknik direktörlüğünü tek bir kelimeyle açıklayacaksam, Sergen Yalçın cesur bir teknik adam. Cesursanız farklı oluyorsunuz. Kendisiyle henüz tanışmadık. Beşiktaş Erkek Futbol A Takım’ı şampiyonluk yolunda ve pandemiden dolayı o riske girmedik. Yoksa çoktan gidip antrenmanlarını izlerdim, tanışmak da isterdim. Gerçekten saygı duyulası bir teknik ekip. Bu yönetim ellerinden geldiğince teknik ekibin arkasında. Güzel bir birliktelik doğdu. Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş’ın şu yönü hoşuma gidiyor: Kendisinin cesur davranmasının yanında sakatlanan, oynamayan oyuncunun yerine giren, çıkanı aratmıyor. Bir futbolcunun üç-dört farklı pozisyonda oynaması da çok önemli. Şu an çok güzel bir dağılım var. Her hafta kemik kadronun dışında da değişiklikler oluyor.”
Beşiktaş’ın ilk kadın teknik direktörü olan Bahar Özgüvenç, oyun anlayışının hücumcu olduğunu belirterek, “Hücum oyununu oynatmayı seven biriyim. Ben de hücum oyuncusuydum. Hayatımın hiçbir döneminde korkak bir hayat yaşamayı tercih etmedim. Anadolu takımları kontratağa dayalı bir oyun oynuyor. Böyle hocaların maçlarını izlemiyorum.” dedi.
– “Hatayspor ve Fatih Karagümrük oynadıkları futbolla lige renk kattılar”
Süper Lig’deki şampiyonluk yarışına da değinen siyah-beyazlı teknik direktör şunları kaydetti:
“Eskiden büyük takımlar, Anadolu kulüpleri ile oynarken ‘4-0 alır, 5-0 alır’ diye yorumlar yapılırdı. Şimdi hangi Anadolu kulübüyle oynanırsa oynansın kimin nasıl bir netice alacağı belli değil. Seyir keyfi açısında oldukça güzel. Özellikle Anadolu kulüpleri küçük meblağlara iyi oyuncular buluyor. Bu anlamda biraz çalışmak gerekiyor. Türkiye’nin iyi para verdik iyi futbolcu olacak düşüncesinden çıkması gerekiyor. Son yıllarda zirvede birbirine bu kadar yakın olan puanları gördüğümüzü düşünmüyorum. Üç takımın mücadelesi önümüzdeki üç veya dört hafta içinde bayağı şekillenecek gibi duruyor. Keyifli maçlar izliyoruz. Biz Beşiktaş olarak da şampiyonluk için açıkçası gün sayıyoruz. Bu yıl Süper Lig’e yükselen takımları izleyince gururlanıyorum. Özellikle Hatayspor ve Fatih Karagümrük oynadıkları futbolla lige renk kattılar. Alkışı hak ediyorlar.”
Kadınlar Ligi’nde hakemlerin Süper Lig’deki kadar konuşulmadığını kaydeden Özgüvenç, şunları söyledi:
“Bizde bu kadar karışık değil. Bundan yıllar önce deplasmana gittiğimizde ‘Biz buradan puan alamayız’ dediğimiz yerler vardı. Sebebi de bölgedeki hakemin maçta görevli olmasıydı. Hakem bölgeden olunca tribünden müdahale ediyorlardı. Zor puanlar kazandığımız oluyordu. Şimdi öyle bir şey yok. Kameralarla kulüpler çekim yapabiliyor. İdareciler daha bilinçli. Süper Lig bambaşka bir atmosfer. Bir yerde kazanç çoksa olunca problem çok olabiliyor. Ben artık hakemlere yapılan yorumlara televizyonda denk gelince kanalı değiştiriyorum. Taktik, teknik kısmını çok az duyuyorum. Her hafta bir hakem bir programa çıksın ifade etsin, konuşsun. Sadece bir taraf yükleniyor, diğer taraf hep sessiz. Kim izin veriyorsa versin konuşsun. VAR ile olan konuşmalar yayınlansın. Neden yayınlanmıyor. Herkes her şeyi bilsin.”
Geçen yıl Kadınlar Günü’nde Beşiktaş’ın Atletico Madrid ile oynadığı maçta çok duygulandığını söyleyen Özgüvenç, “O maçta tribündeydim. Çok duygulandım. Tüylerim diken diken oldu. Yıllarca forma giydiğim arkadaşlarım sahadaydı. Onların heyecanını hissettim. Zamanında Beşiktaş’a transfer olmak istemiştim. Görüşmeler yapmıştık nasip olmadı. Beşiktaş formasını giymek nasip olmadı ama şimdi böyle bir görev için getirildim. Atletico Madrid maçında içimden güzel şeyler geçirmiştim. Belki de Allah orada beni duydu diyebilirim. Arkadaşlarım o zemine bastığında o taraftar hep bir ağızdan isimlerini söylemesi bir ilkti.” şeklinde görüş belirtti.
Bu sezon kadınlar liginin oynanmadığını söyleyen Özgüvenç, UEFA’nın bir şampiyon takım beklediği için çeşitli formüller üzerinde çalışıldığını kaydetti.
Her ihtimale hazırlıklı olmak için Vodafone Beşiktaş Kadın Futbol Takımı’nın antrenmanlarına başladığını söyleyen Bahar Özgüvenç, “Bir yıldır sporcularım bir tane bile 90 dakika maç oynamadı. Lig başlayacak mı belli değil. Antrenmanlarımıza başladık. Ligin ne zaman başlayacağı belli olmadığı için oyunculara yüklenemiyoruz. Federasyondan bu ayın 15’ine kadar bir açıklama bekliyoruz. Avrupa’da bazı ligler oynatıldı, şampiyonu belli. Bizden de UEFA bir şampiyon bekliyor. Bunu nasıl bir plan ve projeyle yapacaklar bilmiyoruz. 16 takımı bir yere yerleştirip üç dört hafta bir turnuva düzenleyebilirler. En iyi ihtimal bu. Fakat böyle bir turnuvayı tabii ki istemeyiz. Sıkıştırılmış bir programda bir yıldır evde olan sporcuları, bir buçuk ayda hazırlamak ve üç günde bir maç oynatmak doğru değil. Diğer takımlardaki arkadaşlar bizim şartlarımıza, böyle tesislere sahip değiller.” değerlendirmesinde bulundu.
Futbolcu sakatlıklarında erkek oyuncuların sahalara daha erken dönmesinin sebebinin kulüplerin olanaklarıyla ilgili olduğunu açıklayan Özgüvenç, “Erkeklerin daha çabuk iyileşmesi fizyoterapist ekibinin olanaklarıyla ilgili bir şey. Ben 20 yıl futbol oynadım. Beşiktaş’ta olduğum için söylemiyorum ancak fizyoterapist, masörün, ayrı bir hastaneyle anlaşma gibi bir şey hiç görmedim. Üçüncü kez ön çapraz bağlarım koptuğu zaman da futbol dönmememin sebebi de bu. Eğer uzun bir sakatlık yaşarsanız kulüplerin sizinle işi bitiyor. Bu durum kadın futbolunun kanayan bir yarası. Malzemecilerin buz çantasıyla masör gibi sağlık ekibi gibi sahaya girerek müdahale ettiğini biliyorum.” ifadelerini kullandı.
Sporx