Fenerbahçe-Göztepe epey enteresan bir maç oldu. Maçı Fenerbahçe 4-1, 5-1 kazanacak gibi gözükürken son dakikalarda Fenerbahçelilerin yürekleri ağızlarına geldi ama maçı Fenerbahçe 3-2 kazanmayı başardı. Bu tip maçlarda kazanabilmek önemli. Karagümrük maçı gibi…
Yıllardır ilk defa bu kalitede, özellikle de ilk yarının bazı bölümlerinde ve ikinci yarının ilk 20-25 dakikasında Fenerbahçe’nin Sosa, Valencia (oyuna girdikten sonra Ferdi), Ozan, Pelkas ve Sangare tarafından oluşturduğu üçgenlerle Göztepe’nin sol tarafını çok zor durumda bıraktığını ve hem 3-1 hem de 3-2 sonrası çuvalla gol kaçırdığını izledik.
Maç istatistiklerine de baktığımızda Fenerbahçe’nin rakip alanda ve ceza sahası çevresinde ve içinde çok önemli pozisyonlar yakaladığını görüyoruz ama goller kaçtı ve ‘atamayana atarlar’ gerçeğiyle yine yüzyüze geldi Fenerbahçe. Erol Bulut bunun düzeltileceğini söyledi ki bu iç rahatlatıcı bir şey. Sorunun farkında ve çözümü de getirecektir diye umuyorum.
Dün Fenerbahçe’nin yediği ilk gole odaklanırsak verilen penaltının sebebi, MHK Hocası Ulenberg’in tavsiyelerinin aksine davranarak ucuz bir penaltı çalan orta hakem ve hakem arkadaşını zor durumda bırakmamak adına VAR’dan “Lütfen bir daha bakalım, biz pek penaltıya benzetemedik!” sinyalini göndermekten kaçınan sorumsuz VAR hakemidir.
Fenerbahçe’nin yediği ikinci gol ise daha farklı. Futbolda yeni trend ciddi bireysel hataları, “Golü takım olarak yedik.” şeklinde yorumlamaktır ama o işi antrenörlere bırakalım çünkü gerçekler her zaman öyle değil. İkinci yediğimiz golde Sangare’nin aynı pozisyonda 2 önemli hatasını gördük. Sangare, Halil’e atılan pasta rakibi geride karşılamak yerine topu biran önce kapmak adına ileri doğru çok riskli bir hamle yaptı ve rakibini kaçırdı, sonrasında da rakibi faul ile durdurmayı beceremedi. Tüm bunlara rağmen Sangare’nin Fenerbahçe için önemli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum çünkü top kontrolü, yaptığı koşular ve maç içinde attığı kilit paslar oldukça değerli.
Göztepe’nin ikinci golünü maçın genelinde Fenerbahçe’yi orta sahada çok zorlayan Guilherme attı ve açıkçası Sosa-Ozan-Gustavo orta sahası bu tarz dar alanda çabuk hızlanan ve iyi çalım atabilen kısa boylu oyuncularla pek iyi eşleşemiyorlar nitekim orta sahadaki sahipsiz topların çoğunu Göztepe topladı. Samatta 70 dakika sahada kalmasına rağmen bazı ön direk koşularını yapamadı ve genelde rakip stoperlerin markajından çıkamadı. Pelkas ise defans ve ofansta gösterdiği hareketlilik ve isabetli tek top paslarıyla Fenerbahçe’ye büyük katkıda bulunacağını gösterdi ve daha ilk maçında gol attı. Ayrıca Caner ile iyi bir ikili olabileceğinin de sinyalini verdi.
3-1 öndeyken de 4’üncü golün aranılması güzel ama Fenerbahçe 3-1 öndeyken bazı oyuncuların çılgınca hücum pres yaparak kendilerini aşırı yorduklarını ve sahada yerlerini tamamen kaybettiklerini gördük. Bence 3-1 sonrası daha az riskli ve daha ekonomik hücum organizasyonları yapılabilir ve Cisse (TV yorumcularına not; Cisse yazılır ve Sisse diye okunur, Çisse değil) maça daha erken girebilirdi.
Genel çerçevede bakacak olursak, birbirlerinin isimlerini dahi henüz yeni öğrenen Fenerbahçe’li oyuncuların birbirlerine alıştıkça ve hücum varyasyonlarını çoğalttıkça Fenerbahçe’nin ilerleyen haftalarda daha çok can yakacağını düşünüyorum.
Sporx