Kariyerinin zirvesini Altay’da yaşayan Paixao, ülkesinden Maisfutebol’a konuştu.
“36 yaşındasın ve Türkiye 2. Ligi’nde gol kralısın. Neredeyse her maç 1 gol atıyorsun. Bu yaşta rekabetçi olmanı sağlayan şey nedir?”
– Tamamen fizyolojik. Ben her gün antrenman olsun olmasın çalışmalarımı yaparım. İyi yemek yerim ve maçlardan, antrenmanlardan sonra spor salonuna mutlaka uğrarım. Fiziksel olarak zinde kalmak için her gün salonda çalışmalısınız. Geri kalanı tamane fizyolojik.
Çok nadiren et yerim. Hayatımdan meyveleri çıkardım. Sadece maçtan sonra içinde şeker olan bir şeyler yerim. 5 yıldır süt ürünleri tüketmiyorum. Özellikle sakatlandıktan sonra geri dönüş için çok ideal oluyor. Bu tip ufak detaylar var ancak bence büyük farklar yaratıyorlar.
“30 yaşından sonra mı böyle bir futbolcu haline geldin?”
– Kıbrıs’ta oynuyordum ve Alman bir antrenör vardı. 2012/2013 sezonuydu. Ben çılgınca koşular atan, sürekli topu ayağında isteyen biriydim. Benimle konuştu ve beni merkezde oynatmaya başladı. Gözlerimi açtı. Futbolun nasıl zekice oynanabileceğini gösterdi. Futbolun zekayla oynanan bir oyun olduğunu anladım. Eğer zeki olursanız, futbolda istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
“HEDEFİMİZ YENİ STADYUM İLE SÜPER LİG”
“Bu sezon da rakamların harika gidiyor.”
– 13 maça ilk 11’de başladım ve 11 gol attım, 2-3 asistim var. Benim hayatım gol atmaktan ibaret. Burada hayatım çok güzel. 3 yıl önce Türkiye’ye geldim. İşler iyi gidiyor. Fakat, 50 gol atmaktansa Altay’ı Süper Lig’e çıkarmak isterim. Umarım bu yıl yükseleceğiz.
“Hedefiniz hemen bu sene mi? Altay, neredeyse 20 yıldır Süper Lig’de olmayan bir takım.”
– Evet, hemen!
“Bize Altay’ı anlatır mısın?”
– Altay, zamanında Avrupa kupalarında Benfica’yla oynamış, tarihi güçlü bir kulüp. Takım finansal krizin ardından mecburi bir küçülmeye gitmiş. Son yıllarda genç bir başkan çıkagelmiş ve takımı 2 yıl içinde yükseltmiş. Altay, İzmir’in en büyük kulüplerinden biri. Altay, uyuyan bir dev. Şu an yeni bir stadyumumuz yapılıyor. Bu stadın ilk maçını Süper Lig’de oynamak istiyoruz.
“YANAKLARIMI ÖPÜYOR, SEVİYORLAR”
“Taraftarlar nasıl?”
– Spektaküler! İzmir’in çok büyük bir futbol kültürü var. Taraftarları, İstanbul’un bilinen takımları kadar iyidir. Ben böyle bir şeyi hayatımda tecrübe etmedim. Polonya’da da çok tutkulu taraftarlar var ama Türkiye bambaşka bir şey. Futbol, Türkiye’de bir din gibi. Ben futbolu bu kadar seven bir ülke görmedim.
“Yaşadığın en çılgınca şey neydi?”
– Bu pandemiden önce yaşadım. Maçlardan sonra taraftarlar yanıma gelir, yanaklarımı öper ve ‘Seni seviyorum, seni seviyorum’ derler. Bu çılgınca. Bunlar çok güzel şeyler. Sokağa çıktığımda yanım geliyorlar ve benimle fotoğraf çekinmek istiyorlar.
“RESTORANLAR KAPALI, UÇAKTA 400 KİŞİ VAR”
“Türkiye’de pandemi nasıl gidiyor?”
– Dürüst olacağım. Bu tip şeylere pek inanmıyorum. Pozitif testler anından negatif oluyor. Sakin bir hayatım var ve hiçbir şeyden korkmuyorum. Ancak, yaşanan diğer şeyler kafamı karıştırıyor. Restoranlar kapatılıyor ama aynı saatte bir uçakta 400 kişi oluyor. Virüs, uçak olunca mevzubahis olmuyor elbette.
“Altay nasıl etkilendi?”
– Tüm takım pozitif çıktık. Yüzde 90’ımızda semptom yoktu. Benim biraz başağrım vardı. 1-2 ay kadar önceydi. 2 maçımız ertelendi.
“Türkiye’de kısıtlamalar nasıl?”
– Hafta içi saat 9’dan sonra ve hafta sonu tamamen dışarı çıkamıyoruz.
“İZMİR, POLONYA’YLA KIYASLANMAZ BİLE”
“Instagram’dan Türk insanına olan sevgini ve minnetini göstermişsin. Türkiye evin diyebilir miyiz?”
– Elbette. Hayatlarımız, kültürlerimiz benzer. Yemekler süper. Deniz kıyısında yaşıyorum. Her gün hava güneşli. İnsanlar süper dostça ve nazik. Çok mutluyum. Türkiye’de bu şartlarda ancak mutlu olunur.
“Bize biraz İzmir’i anlatsan. Ege’nin İncisi lakabıymış.”
– Çok güzel balıkları var. Nüfus çok genö. Şehir size iyi bir ruh hali veriyor. Polonya’yla kıyaslayamam bile. Polonya’da evden dışarı çıkmak için tek bir sebep bile yoktu. Ayrıca, İzmir’in Çeşme gibi muhteşem turistik bir yeri var. Plajları cennet köşesi! Her şey muazzam.
“TÜRKİYE 2. LİGİ BİLE PORTEKİZ’DEN DAHA İYİ”
“15 yıldır Portekiz dışındasın. Hiç geri dönmeyi düşünmedin mi?”
– Her zaman düşündüm ama finansal olarak bazı önemli konular vardı. Polonya’da Lechia Gdansk’tan ayrılacağım kesinleşmişken Portekiz’den 1-2 teklif vardı. Sonra Altay’dan teklif geldi. Türkiye 2. Ligi’nin şartlarıyla bile sadece Porto, Benfica, Sporting Lizbon mücadele edebilir. Aradaki fark çok büyük.”
“Bunca yıl sonra bir pişmanlığın var mı?”
– ASlında var. Slask Wroclaw’dan ayrıldıktan sonra İspanya La Liga’da oynamak isterdim. Uzunca bir süre teklif beklemiştim.”
Sporx